Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum. Ağladım.
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. Karanlığı gördüm, korktum. Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladim sevdiklerimi.. Ağladım.
• Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu ögrendim.
• Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla.. Zamanla yarışılmayacagını, zamanla barışılacağını, zamanla ögrendim..
• İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu.. Sonra da her insanın içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
• Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi.. Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim..
• İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altnda bir ruh bulunduğunu. Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim..
• Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim. Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğin öğrendim..
• Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmegin bolca üretilmesi gerektiğini. Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.
• Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra. Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana..
• Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi. Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi..
• Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta.
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektigi fikrine vardım. Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım..
• Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim. Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim..
• Namusun önemini öğrendim evde.
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu; gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.
• Gerçegi öğrendim bir gün.
Ve gerçeğin acı olduğunu.. Sonra kararında acının, yemeğe oldugu kadar hayata da lezzet kattığını ögrendim..
Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim..